Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Sonu ve Sonrası
- Admin
- 7 Eyl 2017
- 2 dakikada okunur

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Sonu
ve
Muhaceretin Başlaması ile Ortaya Çıkan Durum
1870'lerden sonraki gelişmeler, Türk Dünyası'nın bir uyanış hazırlığı içinde olduğunun en belirgin özelliklerini taşımasına rağmen, dönemin Türk Dünyası için lider konumunda bulunan ülkesi, Osmanlı Devleti ne yazık ki, pek de iç açıcı bir duruma sahip değildir. Türk Dünyası'nın önemli bölgelerinden Kırım'da Gaspralı İsmail Beyin neşretmeye başladığı Tercüman gazetesi, dilde, iş-te, fikirde birlik şiarı ile Türk Dünyasını kucaklamaya başlamıştır. Türk Dünyası'nın dört bir yanında başlayan bu uyanış Ka-zan'da, Buhara'da, Bakü'de de kendisini göstermiş, Istanbul'a karşı beslenen sevgi ve hayranlık, bu coğrafyalardan Istanbul'a talebe/aydın göçüne dönüşmüştür. Bu dönemde, Azerbaycan'dan da Türkiye'ye öğrenciler gel-miştir. Bunlar bir müddet sonra kendi aralarında birleşerek Azerbaycan Türk Talebe Cemiyeti'ni kurmuşlardır. Böylece, belli konularda fikri birlikteliklerini muhafaza etme cihetine git-mişlerdir. Rus Çarlığı'nın her geçen gün gücünü kaybetmesi ve ülkede sıkıntıların artması neticesinde, Bolşeviklerin 1917'de gerçek-leştirdikleri ihtilâ1 neticesinde, Azerbaycan, Ermenistan ve Gür-cistan ile birlikte M"avera-yi Kafkas Cumhuriyeti'ni oluşturmuş-lardır.
Ancak, bir müddet sonra, Azerbaycan Cumhuriyeti,Gürcis-tan'ın Mavera-yı Kafkas Cumhuriyeti'nden ayrılıp, bağımsızlığı-nı ilan etmesi üzerine, Seyn-ı'de bulunan Azerbaycan milletve-killeri de kendilerini Azerbaycan Milli ŞCırası ilan ederek, baş-kanlığına Müsavat Partisi lideri Mehmet Emin Resulzade'yi se-çerek, 28 Mayıs 1918 tarihinde Tiflis'te Azerbaycan Misak-ı Milli'sini ilan etmişlerdir.' Ancak, Azerbaycan'ın bu bağımsız devlet olma dönemi 23 ay gibi kısa bir süre devam etmiştir. Ruslar, Bakü petrollerini ele geçirmek için bekledikleri fırsatı, Anadolu'da devam eden Türk milli mücadelesine yardım edilmekte olduğu bir sırada bulmuş-lardır. Gerçi, Azerbaycan Rus orduları tarafından işgal edilme-den önce, Azerbaycan Milli Şeıra Başkanı Mehmet Emin Resul-zade, başta Halil Paşa olmak üzere diğer Türkiyeli siyasi mülte-cilere, Rus komünistlerin Anadoluya yardımı bahane ederek Azerbaycan'ı istilaya yelteneceklerini bildirerek Ruslara uyma-malarını, halkın maneviyatını kırmamalarını istemiştir.' Ancak, Halil Paşa yayınlanan hatıralarında bu konulara pek değinme-miştir.3 Fakat gerek resmi gerekse gayrı resmi olarak yapılan bu tav-siyeler yeterince anlaşılamamış ve Ruslar 27 Nisan 1920 tari-hinde, Azerbaycan'ı işgal ederek, Azerbaycan Cumhuriyeti'ne son vermişlerdir. Bu işgal esnasında, zaman zaman Ruslar bazı yerlerde kırgın, yağma ve vahşetin en acımasız usullerini uygu-lamışlardır.4 işgalin olduğu günlerde bir müddet saklanan Resulzade, da-ha sonra yakalanarak Moskova'ya götürülmüştür. Burada 1922 yılı sonlarına kadar gözetim altında tutulmuştur. Sonra, bir fırsatını bularak, Avrupa üzerinden Türkiye'ye gelen Resul-- zâde'nin gelişi ile muhacerette de, mücadele bayrağı acılmıştır.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yeniden istiklâlini kazanması için, muhacerette neler yapılabileceği tartışılmaya başlanmıstır. Bu dönemde lider Resulzâde, her ne kadar İstanbul'a geldi-ğinde hayal kırıklığına uğradığını ifade etse de, ümidini kaybet-memiştir.5 Omuzlarında ağır bir yükün sorumluluğu ile hareket eden Resulzâde, Azerbaycan istiklâlinin müdafaasını üzerine alarak, ilk milli iş olarak, dosta düşmana hesap vermek maksadı ile. Azerbaycan Cumhuriyeti Keyfiyet-i Teşeld<ülü ve Şimdi-ki Vaziyeti (İstanbul 1922), adlı eserini yayımlamıştır. Eser, kamuoyu tarafından alâka ile karşılandığı gibi, Azerbaycan 'in beşer' bir dâvası olduğuna da herkesi inandırmıştır.' Dolayısı ile, muhaceretin ilk yıllarında, Azerbaycan kolonisi-nin hukuki, siyasi ve ekonomik sıkıntılarına rağmen, istikral dâ-vâsının genç nesillere aktarılması, heyecan uyandırması ve on-ları bilgilendirmesi düşüncesi başta olmak üzere, basın alanında da faaliyete geçilmiştir. Muhaceretin ilk yıllarında Yeni Kafkas-ya, Azeri Türk ve Odlu Yurt mecmuaları bir hayli etkili olmuş-tur.
Comments